Ana içeriğe atla

At Koşar Baht Kazanır

Aralık, 2016
“Ayrıl da gel” seslerinden oluşan müthiş bir uğultu… Son düzlükte yeleleri kırmızı boncuklarla örülmüş doru at rakiplerinden ayrılıp, yayından sıyrılmış bir ok gibi öne fırlıyor. Atın dört ayağının da çim pistle temasının kesildiğini görüyorum. Gerçekten uçuyor at. Tezahürat edenlerin kimisi elindeki birayı döke saça bağırıyor, kimi pistin kenarına kadar gelmiş korkuluklardan sarkarak bağırıyor. Üç boy farkla Yağızınoğlu yarışı kazanıyor. Üzülen çok... Sevinenleri takip etmek üzere içerideki birahaneye gidiyorum. Yarış bittikten sonra birahaneye gelip keyifle bira söyleyen iki ortak altılıyı tutturmuşlar. Onlardan iyisi yok şimdi. Yazdan kalma bir kış günü, hem yanımızdaki Marmara Denizi’nden deniz kokusu geliyor, hem de cepte para var. İşte at yarışının bir bağımlılığa dönüşmesinin arkasındaki mutluluk.

Şeyhülislam Veliyüddin Efendi

Veliefendi hipodromunun adı yaklaşık iki yüz elli sene önce yaşamış Şeyhülislam Efendi’den geliyor. III. Mustafa tarafından sürgüne gönderilen Veliyüddin Efendi’ye uğradığı iftiradan aklanması sonucu özür mahiyetinde bugünkü Veliefendi Hipodromu’nun olduğu arazi hediye edilmiş. 1911 yılında Almanların İstanbul’da at yarışları düzenlenmesi için bu araziyi uygun görmesiyle Enver Paşa’nın emriyle ilk yarışlar düzenlenmeye başlanmış. Fakat Türkiye’de atçılık asıl ivmesini Atatürk’le beraber kazanıyor. Atatürk’ün kişisel olarak biniciliğe ilgi duyması, at sevgisini özendirmesi ve bazı koşular tertiplemesi atçılığı ülkede tekrar gündeme getiriyor.

Kemalizm’in kalesi: TJK

1950 yılında resmi olarak kurulan Türkiye Jokey Kulübü geleneksel olarak Atatürk konusunda hassas bir kurum. Atatürk’ün, “At yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır sözünü” şiar edinen TJK, en önemli yarış olan Gazi Koşusu’nu Atatürk adına düzenliyor. Gazi koşusunda protokoldeki kadınların şapkayla katılması zorunlu. İngiliz şapkalarının şıklığı içinde modernizmin esintisini çok rahat hissedebiliyorsunuz. En son ki Gazi koşusu’nun “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganlarıyla bittiğini de dipnot olarak düşeyim buraya. Hipodromun bir başka geleneği ise bira ve patates ikilisi. Veliefendi Hipodromu’nda ramazan ayında bile biranızı büfeden alabiliyorsunuz. Atların sırdaşları seyisler Hipodromda atların yarıştan önce gezindiği, bir nevi sergilendiği padoklar var. Atlarla izleyicilerin en çok yakınlaştığı yer burası. Dokunsanız değeceğiniz mesafedeler neredeyse. Hepsi o kadar güzel ki eşref-i mahlukat insan bile çirkin kalıyor onları yakından görünce. Yürüdükçe büklüm büklüm olan adaleleri; parlak, tertemiz tüyleri; taranmış, örülmüş yeleleri bir tasarım harikası hepsi. Benim gözüme hepsi güzel gelse de yarışan atların hangi anadan, babadan geldiği atın değeri açısından çok önemli. Tabii yarışlarda bir diğer önemli faktör jokeyler. Büyük yarışlardan sonra at sahibi ve jokeye kupalar takdim edildiğini bilirsiniz. Para ödülünün çok büyük bir bölümünü de onlar alır. Ama yarışan atların başarısının arkasında bir de görmediğimiz, perde arkasındakiler var. Onların başında da seyisler geliyor. Buram buram tezek kokan haralarda, arkadaşları gibi gördükleri atların yelelerini tarayan, onları yedirip içiren, atların asıl dostları seyisler... Ben de bu dostluğu daha iyi anlamak için Murat Kafadaifçioğlu ekürüsi seyisi Cemil Ceylan’la kısa bir sohbet gerçekleştiriyorum.


Atlarla nasıl bir bağ kuruyorsunuz?
At ilk geldiğinde aynı bir çocuk gibidir. Onlara sevgi ve dostluk ile yaklaşırsanız, o şekilde karşılık alırsınız. Ahırınıza girdiğiniz an yalnızca bakışlarıyla bile sizden bir isteği olup olmadığını anlayabilirsiniz. Bizim işimizde agresif olmak hem kendimiz hem de atlar için kesinlikle fayda sağlamaz. Atlarda buna karşılık vererek agresifleşebilirler ve gerekli bağı kurma konusunda size sıkıntı yaşatabilirler.


Atlarla anlaşmak nasıl bir duygu? Birbirinizin dilinden anlamak zor mu? 
Atların dilinden tam olarak anlamak isterseniz, ona yakın ve sıcak davranmalısınız. Altıncı hisleri son derece güçlü hayvanlar olduğundan ne yapmanız gerektiğini iyice bilip, ona göre hareket etmelisiniz. Sizin ne yapmak istediğinizi zaten kolayca anlayan varlıklar oldukları için, her hareketinizi düşünüp, bunu onları incitmeden ve üzmeden hayata geçirmek en doğru hamle olacaktır.

Günlük bakımları nasıl oluyor? 
Sabah erken saatte atımızın ahırına ineriz. Önce atı tepeden tırnağa iyice bir kontrol ederiz. Herhangi bir rahatsızlığı var mı, gece ayağını ya da vücudunun herhangi bir yerini bir yere çarpmış mı, önce bunu kontrol ederiz. Daha sonra tımarını yapıp, temizleriz ve eyerini vururuz. Ağzını ve yüzünü güzelce sildikten sonra kantarmasını takar ve dışarı çıkarırız.

***
Veliefendi kendi dünyası, kendi dili olan ayrı bir gezegen gibi. Sanki Türkiye’den bağımsız bir yer. Fakat etrafınıza baktığınız zaman bir Türkiye gerçeği olan çirkin inşaatların etrafını sardığını görüyorsunuz. Söylentilere göre Veliefendi’nin yıkılıp Büyükçekmece’ye taşınması planlanıyor. Yerine park yapılacağı haberleri dolaşsa da insan hipodromun etrafını sarmış TOKİ konutlarından şüpheye düşüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülker Sokak’ta Lubunya Olmak

İstanbul Beyoğlu, Cumhuriyet Dönemi’nde başlayan göçlerle birlikte her çeşit topluluğa ev sahipliği yapmış, kozmopolitliğin simgesi bir semt. İçerisinde en modern ve köhne sokaklar yan yana; seçkin ve kuytuda kalmış hayatlar dip dibe yaşanıyor. Beyoğlu’ndaki Ülker Sokak ise bu kozmopolitliğin içinde trans ve transseksüellere ev sahipliği yapan, onların varoluşu açısından önemli bir mekân-dı. Ancak 1996’da yılında başlayan operasyonlarla dönemin emniyet amiri Hortum Süleyman önderliğinde mahalle “temizlendi”, translar -her ne kadar direnseler de- “sürüldü”. Bir sokağın varoluş ve yok oluş hikâyesini, bir kimliğin var olabilme mücadelesini, olayların yirminci yılında dinlemek için aktivist Demet Demir ile konuştuk.  Son Durak Ülker Sokak Demet Demir, Türkiye’de LGBTİ denilince akla ilk gelen isimlerden biri. Elli dört yaşında, otuz yıldır Ülker Sokak’ta yaşıyor ve yedi kedisi var. Ülker sokağın mazisini de bugününü de en iyi anlatacak birkaç isimden biri.  Trans ve transseksüe

Adalı Sait Faik ve Bakkal Dostu Orhan

Sait Faik; İstanbul’u çokça anlattığı hikâyelerinde, kalabalık semtleri, kenar mahalleleri, balıkçıları, kuşları, boyacıları, insanın tasasını işler. Yoksul insanları anlattığı yazılarında, “küçük insanlar” diye tabir edilenleri devleştirir adeta. Sadece anlatmakla kalmaz “kahramanları” ile dostluk da kurar. Hal böyle olunca onu en iyi kim anlatır sorusunun peşine düştük ada yollarına.  Burgazada’ya gitmek için hava biraz soğuk ama vapurdan ilk indiğinizde sizi Sait Faik Abasıyanık’ın heykeli karşılıyor ve bu içimizi bir nebze ısıtıyor. Sait Faik’in Burgazada’da annesiyle beraber yaşadığı ev şimdi müze. Müzeyi gezdikten sonra, sokaklarında dolaşıyoruz adanın. Mutlaka birileri olmalı diyorum içimden. Sokakta odun kıran yaşlı bir amca çarpıyor gözüme, “Belki de arkadaşıdır!” diyorum; ama değil. “Onun zamanına ben yetişemedim diyor,” biraz üzülüyorum. Ama müjdeyi veriyor: “Aşağı sokakta Bakkal Orhan var, ona gidin, beraber balığa giderlermiş o anlatır size,” diyor.  Burgazada’da

Kanıksadığımız Orhan Veli

Mart, 2016 Şeref Özsoy, Türkiye’de Orhan Veli ile ilgili en büyük koleksiyona sahip birkaç kişiden biri. İlk kez çocukluğunda ilkokul öğretmenin verdiği kitapla tanışmış Orhan Veli ile. Şu an kütüphanesinde ilk baskı Orhan Veli kitapları, yaptığı çevirileri, yazdığı ve çıkarttığı dergiler, O'nun hakkında yazılanlardan oluşan kitaplar, şiirlerinden bestelenen şarkıların yer aldığı plaklar oldukça büyük bir yer kaplıyor. Bunun yanı sıra Özsoy, Orhan Veli hakkında kitap yazmış ve büyük bir özveriyle şiir evi açmış. Tüm araştırmalarının ardından “Orhan Veli’de beni şaşırtan ya da üzen hiçbir yön olmadı” diyecek kadar da Orhan Veli’yi kanıksamış.  Biz de Orhan Veli’yi bir de ondan dinlemek için Beyoğlu’ndaki sahafına gidiyoruz. Şeref Özsoy bizim için Orhan Veli’yi anlatmaya başlıyor.  Orhan Veli’nin aruz ve hece ölçüsünü reddetmesinin sebebi sizce nedir, bunun onun hayata bakış açısıyla ilgisi nedir?  Orhan Veli, aruzu da hece ölçüsünü de iyi bilirdi. Bunu şu hikâyeyle an