Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AYRILIKTA BULUŞACAĞIZ

Mart, 2017 Ünlü tiyatro oyuncusu Fırat Tanış ve Sevinç Erbulak ile ikiliyi ilk kez bir araya getiren Ayrılık oyununu, tiyatroyu ve daha fazlasını konuştuk. Ayrılık oyununun galası Çevre Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Sevinç Hanım size soralım babanızın kurucularından biri olduğu Çevre Tiyatrosu’nda ilk kez oynadınız, bu size nasıl hissettirdi? Sevinç Erbulak: Galanın orada olmasının çok romantik bir nedeni var söylediğiniz gibi. Ben kırk iki yaşımda ilk defa babamların sahnesinde oynadım. Galada da tarifsiz bir seyirci vardı. Tiyatronun kendi seyirci profili oradaydı ve bence şahanelerdi. Bir ara oyunu kesip Fırat’a “Ya çok iyi değiller mi?” diyecektim neredeyse. Çevre Tiyatrosu bulunduğu sokağa isim vermiş, mahalleyle iç içe geçmiş bir yer. Tiyatronun sokağın  ve insanların içinde olması sizce ne kadar önemli? Sevinç E.: Çevre, bir miras. Buranın hâlâ devam ediyor olmasının en önemli nedeni babamların zamanında araziyi tahsis eden Hasan Zengin ve evlatları. “Bu tiyatro

At Koşar Baht Kazanır

Aralık, 2016 “Ayrıl da gel” seslerinden oluşan müthiş bir uğultu… Son düzlükte yeleleri kırmızı boncuklarla örülmüş doru at rakiplerinden ayrılıp, yayından sıyrılmış bir ok gibi öne fırlıyor. Atın dört ayağının da çim pistle temasının kesildiğini görüyorum. Gerçekten uçuyor at. Tezahürat edenlerin kimisi elindeki birayı döke saça bağırıyor, kimi pistin kenarına kadar gelmiş korkuluklardan sarkarak bağırıyor. Üç boy farkla Yağızınoğlu yarışı kazanıyor. Üzülen çok... Sevinenleri takip etmek üzere içerideki birahaneye gidiyorum. Yarış bittikten sonra birahaneye gelip keyifle bira söyleyen iki ortak altılıyı tutturmuşlar. Onlardan iyisi yok şimdi. Yazdan kalma bir kış günü, hem yanımızdaki Marmara Denizi’nden deniz kokusu geliyor, hem de cepte para var. İşte at yarışının bir bağımlılığa dönüşmesinin arkasındaki mutluluk. Şeyhülislam Veliyüddin Efendi Veliefendi hipodromunun adı yaklaşık iki yüz elli sene önce yaşamış Şeyhülislam Efendi’den geliyor. III. Mustafa tarafından sürgün

Türkiye'nin Konuştuğu Drag Queen: Onur Gökçek

Drag Queen kelimesine çok aşina bir toplum olmasak da hepimiz ne demek olduğunu biliyoruz aslında. Zeki Müren ve 90’larda televizyonda uzun süre şov programı yapan Seyfi Dursunoğlu bu ülkenin en büyük drag queen’lerinden. Yani drag queen, performans sanatı amacı ile kadın toplumsal cinsiyetine atfedilen kıyafetler giyinen kişileri tanımlıyor. Biz de İstanbul’un en ünlü drag queen’lerinden Onur Melih Gökçek ile Türkiye’de drag queen olmak üzerine konuştuk. “Drag queen’liğin inceliği şov karakterini yaratmaktır” Onur Melih Gökçek yedi yıldır drag queen’lik yapıyor. Yirmi bir yaşında baleyi bırakmış ve işe İstanbul’un ünlü mekânı Cahide’de Draq Queen Kabare Show’la başlamış. “Şov yapmayı, makyajı, kostümü, disiplini orada öğrendim,” diyor. Drag queen’liğin onun için ne anlam ifade ettiğini şöyle anlatıyor: “Drag queen’lik sahneye çıkıp şov yapmaktan çok daha özel ve özgün bir iş. Çünkü kendinize özel bir karakter yaratıyorsun. Bazen tatlı bir kadın bazen bir cadı oluyorsun. Nerede