Temmuz, 2016 İstanbul’da Bağdat Caddesi’nin başındaki Hatay Restoran ilk bakışta sıradan bir meyhane gibi gözüküyor. Ama adımınızı atar atmaz burasının yalnızca bir meyhane olmadığını anlıyorsunuz. Duvarları baştan başa şair, yazar ve ressamların fotoğrafları, yazıları-çizileri, basında çıkan haberleriyle dolu. Meyhanenin müdavimlerinin isimleri her zaman oturdukları masaların yanına kazınmış. Sevdiğiniz sanatçının köşesinde oturup onun şiirlerine, çizgilerine karşı rakınızı yudumlayabiliyorsunuz. Meyhane deyip geçemeyeceğimiz Hatay Restoran Cemal Süreya adıyla da bütünleşmiş bir mekân. Meyhane, sahibi Mehmet Ali Işık’ın edebiyata düşkünlüğüyle adeta “İkinci Yeni Müzesi” gibi. Hatay Restoran’ın bu edebiyat düşkünü sahibiyle hem mekânı hem de abim dediği Cemal Süreya ile olan dostluğunu konuştuk. Edebiyatla Harmanlanmış Dostluk Mehmet Ali Işık’ın macerası Sivas’ta çobanlık yaparken tek başına İstanbul’a göçüyle başlıyor. 1965’te başlayan İstanbul serüveni çeşitli iş macer