Sokağın Belleği: Graffiti

Graffiti özgür, geçici ve başkaldıran bir sanat  olarak bilinir. Sistem tarafından, toplumun aynası olan duvarların Vandallar tarafından kirletilmesi olarak tanımlanırken; graffitici “gece işçisi”nin tek yaptığı, duvarlara bellek kazandırmaktır. Türkiye’de graffitici deyince akla gelen ilk isimle, “Turbo” olarak tanıdığımız Tunç Dindaş ile graffitiyi konuştuk. 

Öncelikle graffiti hayatının nasıl başladığından bahseder misin?
80’lerdeki Break Dance furyası başladığında ben de yapmaya başlamıştım. O dönemlerde aldığım Break Dance plaklarının kapaklarında graffiti’leri görüyordum ama ne olduğunu anlamıyordum. Plak kapaklarındaki graffitileri bilmeden kağıtlara çiziyordum. Çocukluğumdan gelen bir resim yeteneğim vardı zaten. 1984 yılının sonlarına doğru “Beat Street” adlı bir film seyrettim. Orada graffitinin ne olduğunu anladım. 1985’ten beridir de sokaklara aktif graffiti yapıyorum. 

Graffitiye başlarken aklındaki şey neydi? 
Beni daha çok gizli meşhur olma duygusu çekti. Gece sokakları boyuyorsunuz, gündüz arkadaşlarınız bile onu yapanın siz olduğunu bilmiyor. İşin adrenalin kısmı da başka tabii ki. 

Senin Hiphop camiası için de önemli bir isim olduğunu biliyoruz. Müzik, graffitiyi nasıl etkiliyor, ikisi birbirini besliyor mu? 
Hiphop kültürü içerisinde dört elementi barındırır. Bunlar; Rap, break dance, graffiti ve DJing’dir. Graffiti hiphop kültürünün bir dalıdır. Tabii ki her ikisi de birbirini destekler ve besler. Graffitinin olduğu yerde break dance’ vardır, rap’te. Onların olduğu yerde de graffiti. 

Graffiti hem yasa dışı hem de legal olarak yapılabilen bir sanat fakat genel algı daha çok Vandalizm üzerine kurulu gibi görünüyor. Bunun seni “Vandal” yaptığını düşünüyor musun? 
Dünya genelinde benim gibi eski graffiticilerin yaşadığı klasik bir süreç var. Evet, bende eskiden vandaldım. İllegal graffitinin bir tarafında vandallık var. Sonuçta birilerinin duvarlarına izinsiz müdahaleler de bulunuyorsunuz. Ama zamanla yaşınızın ilerlemesi, sosyal sorumluklarınız gereği illegal graffiti ile eskisi kadar uğraşamıyorsunuz. Eğer illegal graffiti ile bir fame yaptıysanız. Çoğunluğu bu sebeple artık hızlı yapılmış işler yerine, izin alınmış duvarlara daha detaylı ve gösterişli işler yapmak istiyor. Benim için süreç bu şekilde oldu zaten. Artık İstanbul dışında, kalıcı, büyük, güzel duvarlar yapmak istiyorum. 

Peki graffitinin illegali mi makbüldür? 
Tabii ki. Gerçek graffiti illegaldir. Bu graffitinin doğasıdır. 

Her sanatın parayla bir ilişkisi var, graffitinin parayla ilişkisi nasıl? 
Her sanat dalında olduğu gibi işinizi iyi yapıyorsanız size teklifler gelmeye başlar. Burada seçim size kalıyor. Şirketler zamanla graffiti ya da hiphop temalı reklamlar yaptırmak istediler. Şu anda büyük markalar için tasarımlar ve mekân içi graffitilerini yapıyorum. Bu yaptığınız işte bir marka olduğunuzda maalesef gerçekleşiyor. Yaşamak ve istediğiniz graffitileri yapmak için sprey boyalara ihtiyacınız var. Kimse size iyi graffiti yapıyorsunuz diye bedava boya vermiyor. 

En son “Vandalful” adında kişisel bir sergi açtın. Duvarla tuvalin ruhu aynı mı?
Vandalful aslında vandalizmin güzel taraflarını gösteren bir sergiydi. Dönemin olaylarına ve graffiticilerin ruh hallerine göndermeler taşıyordu. Tabii ki duvarlar, tuvaller gibi değil. Sokakta iş yaparken o anki ruh halinize göre yapıyorsunuz işinizi. Galeride ise farklı. Tüm işlerinizin birbiri ile bağlantılı olması gerekiyor bence. Ben ikisini hep ayrı tutuyorum. 

Sokak senin için ne anlam ifade ediyor?
Sokaklar benim oyun bahçem, tuvallerim. 

Mimarlığın yapı taşı olan duvarı kullanan bir sanattan bahsediyoruz, ruhu gereği sisteme başkaldıran bir tarafı da olan bu sanatla ikisi birbirine tezat mı? Sence graffiti yıkıcı mı? 
Bu ikisinin arasında ince bir çizgi var. Graffiti yıkıcı değildir. Sokakta graffitiyi seven ya da sevmeyen insan vardır. Ama günümüzde sokaktaki insanların çoğu graffitiyi seviyor. Bence sıkıcı şehir yaşamından, gri duvarlardan daralmış haldeler. Renkli bir şeyler görmek onların hoşuna gidiyor. O duvarı inşaa eden mimar belki orada graffitiyi düşünmüyordu ama ben de oradaki binayı düşünmüyordum. Duvarlar oldukça graffiti de olacaktır.

Son dönemde graffitiye belediyelerin daha fazla izin verdiğini görüyoruz bir algı değişiminden bahsedilebilir mi? 
Evet, bir değişim var. Sokaklara yazılan yazılardan şikâyetçi olan belediyeler üzerlerini renkli graffitilerle kapatmayı deniyorlar. Ayrıca graffiticilerin duvar isteklerini de değerlendiriyorlar. Böylelikle atıl, kirli ve boş duvarlar güzel bir görünüm kazanıyor. Özünde dünya genelinde yanlış gibi gözükse de yurtdışında da birçok belediye bu yola başvuruyor. Daha resimsi ve renkli graffitileri tercih ediyorlar. 

Geçmişte bu sanatı icra etmek sanıyorum ki daha zordu ama daha mı zevkliydi? 
Bence zevkli değildi. Daha çok sorunumuz vardı. Türkiye’de özellikle 70-80’lerden kalma genel bir algı var. Eğer sokaklarda duvara bir şeyler yapıyorsanız sağcı ya da solcu olmalısınız. 80’lerde bu sıkıntıyı çok yaşadık. Nedendir bilinmez hiç alakası olmayan graffitilerimiz orak çekice benzetildi. 90’larda ise bir satanist furyası çıktı. Başımız birçok kez sokakta insanlarla derde girdi. Ölüm tehlikeleri atlattık. Ama 2000’lerde artık sokaktaki insanlar ve özellikle yeni nesil genç polisler bizim ne yaptığımızı biliyor. Bu işin herhangi bir politik tarafı olmadığını biliyorlar.

Graffiti yaparken başına ilginç bir olay geldi mi?
Çok geldi. En hoşuma giden ise Muğla’da yaşadığım olay. Bir sene önce yaptığım graffitinin yanına graffiti yapmak için gittim. Zemin kirli olduğu için düz boya ile boyamaya başladım. Karşı evden bir adam pencereye çıkıp “Hoop! Napıyorsun? O resmi kapatma” dedi. Ben de ona o graffitiyi benim yaptığımı yanına bir tane daha yapacağımı söyledim. Adam “Haa tamam o zaman yap” dedi. Yarım saat sonra çay, börek vs hazırlayıp yanıma geldi. Özellikle küçük şehirlerde graffitileri sahipleniyorlar. Yaptığımız işler onların hayatlarında bir yer kaplıyor.

Mayıs, 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ülker Sokak’ta Lubunya Olmak

Adalı Sait Faik ve Bakkal Dostu Orhan

Cinsiyetçiliğe Karşı Harekete Geç!