Sait Faik; İstanbul’u çokça anlattığı hikâyelerinde, kalabalık semtleri, kenar mahalleleri, balıkçıları, kuşları, boyacıları, insanın tasasını işler. Yoksul insanları anlattığı yazılarında, “küçük insanlar” diye tabir edilenleri devleştirir adeta. Sadece anlatmakla kalmaz “kahramanları” ile dostluk da kurar. Hal böyle olunca onu en iyi kim anlatır sorusunun peşine düştük ada yollarına. Burgazada’ya gitmek için hava biraz soğuk ama vapurdan ilk indiğinizde sizi Sait Faik Abasıyanık’ın heykeli karşılıyor ve bu içimizi bir nebze ısıtıyor. Sait Faik’in Burgazada’da annesiyle beraber yaşadığı ev şimdi müze. Müzeyi gezdikten sonra, sokaklarında dolaşıyoruz adanın. Mutlaka birileri olmalı diyorum içimden. Sokakta odun kıran yaşlı bir amca çarpıyor gözüme, “Belki de arkadaşıdır!” diyorum; ama değil. “Onun zamanına ben yetişemedim diyor,” biraz üzülüyorum. Ama müjdeyi veriyor: “Aşağı sokakta Bakkal Orhan var, ona gidin, beraber balığa giderlermiş o anlatır size,” diyor. Burgazada’da
Mart, 2017 Ünlü tiyatro oyuncusu Fırat Tanış ve Sevinç Erbulak ile ikiliyi ilk kez bir araya getiren Ayrılık oyununu, tiyatroyu ve daha fazlasını konuştuk. Ayrılık oyununun galası Çevre Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Sevinç Hanım size soralım babanızın kurucularından biri olduğu Çevre Tiyatrosu’nda ilk kez oynadınız, bu size nasıl hissettirdi? Sevinç Erbulak: Galanın orada olmasının çok romantik bir nedeni var söylediğiniz gibi. Ben kırk iki yaşımda ilk defa babamların sahnesinde oynadım. Galada da tarifsiz bir seyirci vardı. Tiyatronun kendi seyirci profili oradaydı ve bence şahanelerdi. Bir ara oyunu kesip Fırat’a “Ya çok iyi değiller mi?” diyecektim neredeyse. Çevre Tiyatrosu bulunduğu sokağa isim vermiş, mahalleyle iç içe geçmiş bir yer. Tiyatronun sokağın ve insanların içinde olması sizce ne kadar önemli? Sevinç E.: Çevre, bir miras. Buranın hâlâ devam ediyor olmasının en önemli nedeni babamların zamanında araziyi tahsis eden Hasan Zengin ve evlatları. “Bu tiyatro